20 Ocak 2010 Çarşamba

garnish me with crime

Geçtiğimiz yazı götünden anlamış, jetonu yeni düşmüş birisiyim.

Şimdi kışın kasvetli uğultusuna kulak asmayıp, yazın hazlarını damıtmak istiyorum ünitemde.
Damarlı eller tutmak, zümrüt yeşili bir kadifenin üstünde çırılçıplak yatmak, uzun saçlar okşamak, lodos koklamak, ispanyol gitarı dinlemek, bahçeleri karakalemle kopyalamak, zeytinyağına ekmeğimi bandırmak istiyorum, mavi-beyaz kır kahvelerinde soluk almak, denizin dibinde tortop olup, gözlerimi kapatmak...

Oysa kış vazgeçmiyor benden. Dudaklarım kuruyor, kemiklerim çatırdıyor. Seslerinden uyuyamıyorum. Kuşların sevmediği bir yerde yaşıyorum. Kara-kuru dallar gökyüzüne tuzak kurmuş gibi tehtidkar. Herşey aç, herkes kaçık. Aklıma geleni söyleyebileceğim kimse yok, kimsecik.

Korkmuyorum, vadinin rüzgarlı, ıslak koyuyeşilinde yaşayan cüceler hayal ediyorum. Tatlı tatlı şarkılar söyleyip eğlenen, küçük evlerine odun taşıyan. Uzun sürmüyor; koca, çirkin bir kuzgun gelip konuyor üstlerine, hırpalıyor, ısırıyor cüceleri; ciyak ciyak bağırıyorlar. Kışın çatık kaşlı mahlukları içimdeki masalları yiyor.

Ama bahar gelecek, biliyorum, bütün yeryüzü -ve gökyüzü-içimdeki sıcak aşkın yanına sokulacak. Rüyalarıma imrenecek, akışkan varlığıma özenecek, bana benzemek isteyecek herşey. Yaşayan kimsenin ayakları yere değmeyecek, hepsi etrafımda toplanıp uçuşacaklar.

O zaman, koca bir yazı ömrünün garip sırlarına karıştırmış olan ben, hiçbirine dokunmayacak, kimseyi dinlemeyecek, sadece izleyeceğim. Varoluşun kıvrımlı hatlarını, kontrolsüz akılların oynak dansını, orada ve burada aynı anda olmak isteyen şuursuzları, aşka açlıklarından organ yiyenleri, sindiremeyip kusanları, zamana duyarsız kalpleri, ışığa duyarlı pervaneleri, rakkasları, ruhları hassasları, suçları, suçları ve suçları. Bütün kabahatleri göreceğim, beğendiklerimi ipe dizeceğim, başıma taç, kulağıma küpe yapıp gezeceğim. Vicdanlarını toz haline getirip, üstüme başıma serpeceğim. Mis gibi kokacağım.

Göreceksiniz, şimdi kış uykusunda olan bunca şeyin, mahmur saçmalıklarıyla çok eğleneceğim baharda. Titrek elleri beni gösterecek kıskançlıkla. İlk kez herkesten daha dayanıklı, daha dengeli olacağım ömrümde. Hem de tek bir yazın hebası karşılığında.

Sonra, onlar bana dönüşürken, ben kışa dönüşeceğim. Ömründen sayfa atlamış birisi olarak, o yaz neler olduğunu hiç bilemeyecek, bir daha hiçkimseye yetişemeyeceğim.

2 yorum:

mefisto dedi ki...

"O zaman, koca bir yazı ömrünün garip sırlarına karıştırmış olan ben, hiçbirine dokunmayacak, kimseyi dinlemeyecek, sadece izleyeceğim. Varoluşun kıvrımlı hatlarını, kontrolsüz akılların oynak dansını, orada ve burada aynı anda olmak isteyen şuursuzları, aşka açlıklarından organ yiyenleri, sindiremeyip kusanları, zamana duyarsız kalpleri, ışığa duyarlı pervaneleri, rakkasları, ruhları hassasları, suçları, suçları ve suçları."

yolun açık olsun. çok iyiydi.. yine.

Hich dedi ki...

teşekkürler mefisto ... :)